Katıldığın için teşekkürler

Şimdi kampanyayı arkadaşlarınla paylaş, mücadele desteğinle büyüsün.

Twitter ile paylaş
WhatsApp ile paylaş

Kömürsüz 2030

Yıllardır Anadolu’nun kadim topraklarının tahribatına dur demek için haykırıyoruz. Bir avuç kömürcü şirketin ve sermayenin çıkarları uğruna, kontrolsüz bir şekilde daha fazla ekonomik büyüme aşkına yaşam alanlarımızı kaybettik. Toprağımız, havamız, suyumuz kirlendi, nefes alamaz hale geldik.

Bu talan düzeninin çarkını döndürmek için davalarımıza engeller konuldu, acele kamulaştırmalar yoluyla yıldırılmaya çalışıldık, sesimizi yükselttiğimizde karşımızda kolluk kuvvetlerini bulduk.

Kamu yararını gözetmeyen, bilimsel gerçekleri görmezden gelen, yöre halklarına söz hakkı bırakmayan politikaların kriz üzerine kriz, yıkım üzerine yıkım getirdiğini yaşadığımız son deprem ve sel felaketlerinde bir kez daha gördük. Canlarımızı, kentlerimizi yitirdik ve bu gidişat devam ettiği müddetçe karşı karşıya olduğumuz krizler katlanarak artacak.

Kömürlü termik santral bölgelerinde her gün hava kirliliğinin yol açtığı sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalan, kömür madenciliği bölgelerinde her gün zeytinini, evini, geçim kaynağını kaybetme tedirginliğiyle yaşayan; kısaca yıllardır kömürün cefasını çeken bizler, daha fazla krizle karşılaşmamak için artık yeter diyoruz. Ortak bir geleceğin tahayyülü etrafında umudu yeniden örmek; sağlıklı, adil, eşitlikçi iklim dostu yarınlarda huzurla yaşamak istiyoruz.

Bizler doğayla uyumlu yeni bir başlangıç için, kömürden adil bir çıkışı daha geç olmadan başlatmak için Kömürden Adil Çıkış Hedef 2030 Bildirimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. Yaşamı savunan herkesi taleplerimiz çerçevesinde bir araya gelmeye davet ediyoruz.

Kömürden Adil Çıkış Hedef 2030 Bildirisi

Bizler Muğla, Kahramanmaraş, Çanakkale, Antalya, İzmir, Denizli, Sivas, Adana, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Hatay, Karaman’da yıllardır kömürün gölgesinde, yaşamımız için mücadele ediyoruz. Sadece bugünümüzü değil yarınlarımızı kömürün ipoteğinden kurtarmak için doğayı ve yaşamı savunmanın, tek çözüm olduğuna inanıyoruz.

Kömür madenciliği ve kömürlü termik santraller, atalarımızla kadim bağlarımızı kopardı. Tarlalarımızı kaybettik; köylerimizi terk etmek zorunda kaldık, sevdiklerimizden ve toprağımızdan ayrıldık. Doğup büyüdüğü yerleri terk etmek istemeyenler, madene inmek veya santralde çalışmak zorunda kaldı.

Yıllar içinde kömür; suyumuzu, toprağımızı, gıdamızı kirletti. Madende ve santralde çalışan ve etrafında yaşayan herkes, her gün kömürün zehirlediği kirli havayı soluyor, kirli gıdayı tüketiyor. Kanser olduk; çocuklarımız ve gençlerimiz sinsi hastalıklara yakalandı.

Oysaki, enerjimizi üretmek için kömüre muhtaç olmadığımızı ve başka türlü bir yaşamın mümkün olduğunu biliyoruz. Enerji verimliliği ve tasarruf önlemleri, güneşimiz ve rüzgarımız ile, bize dayatılan değil, toplumun gerçek ihtiyacı kadar enerjiyi üretebiliriz.

Şimdi ise kömürün vadesi doldu. Kömürde ısrar bizi iklim, gıda, enerji ve ekonomik krizin kıskacına hapsedecek. Dönüşüm kaçınılmaz; kömürden çıkışı hemen bugün konuşmaya başlamalı ve kömürsüz bir geleceğe hazırlanmak zorundayız. Doğayla uyumlu bir yaşamı bugünden ve beraberce inşa edelim.

Taleplerimiz

  • Mevcut kömürlü termik santraller bugünden başlayarak 2030 yılına kadar kademeli olarak kapatılsın.
  • Yeni kömür santralleri ve kömür madenleri için verilmiş izinler istisnasız iptal edilsin.
  • Kömür madeni genişletmeleri durdurulsun.
  • Kömür arama çalışmaları durdurulsun.
  • Kömür madenlerinde ve termik santrallerde çalışan tüm emekçiler özlük haklarını ve geleceklerini güvence altına alacak programlarla desteklensin.
  • Kömür bölgelerinde yaşanan ağır ekolojik yıkım ve buna bağlı insan sağlığındaki ve yerel ekonomideki çöküşün onarılması için etkilenen tüm ekosistemleri ve halkı kapsayan iyileştirme programları hayata geçirilsin.
  • Krizlere karşı dirençli bir toplumu inşa etmek için şirketlerin çıkarlarını değil, kamu yararını, bilimi önceleyen politikalar geliştirilsin.

Neden?

Dünya, iklim krizini derinleştiren kömürü terk etmeye hazırlanıyor. Ülkeler, ya kömürlü termik santrallerini kapatıyor ya da kademeli olarak kapatmanın planlarını yapıyor.

Bu topraklarda yarım asırdan fazla elektrik üretimi için kullanılan kömürlü termik santraller, hem toplumsal hem de ekolojik büyük tahribatlara yol açtı. Bu santrallerden kaynaklı sadece hava kirliliği 4.8 trilyon TL sağlık maliyetine ve 196.091 erken ölüme neden oldu.

Kömür madenciliği ise, tüm bu tahribatların ortasında kendisine yaşam alanı kalmayan biz yöre halkını göçe zorluyor. Yaşanan iş cinayetlerine rağmen kömür madenciliğinde iş sağlığı ve güvenliği koşulları iyileştirilmediği gibi koşullar her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Düşük ücretli, kadınlara istihdam olanağı sağlamayan, örgütlülüğün gittikçe azaldığı madencilik sektörünün artık ne yörenin ekonomisine ne de ülke ekonomisine faydası var.

Gezegenimiz açısından ise kömürlü termik santraller ekolojik tahribatın yanında iklim krizinin de baş sorumlularından biri. Gelecek kuşaklara daha temiz bir dünya bırakmak ve insanca çalışma koşulları yaratmak istiyorsak, vadesi dolmuş bu kirli teknolojiyi artık bırakmak zorundayız.

Nasıl

Karar alıcılardan, kimsenin işsiz, güvencesiz, sağlıksız, enerjisiz kalmadığı planlı ve kademeli; ekolojik, ekonomik, sosyal açıdan adil bir kömürden çıkış planı hazırlamasını talep ediyoruz. Bu planlarda, her bir yöre için yöreye özgü, başta yöre halkı olmak üzere o bölgedeki tüm paydaşların söz hakkı olmalı. Kömürden çıkıştan en fazla etkileneceklerin yeni olanaklardan öncelikli faydalanması garanti edilmeli.

Kömüre dayalı uygarlık, kaçınılmaz olarak dönüşmek zorunda. Bu geçiş sürecine ne kadar erken, ne kadar planlı ve örgütlü hazırlanırsak toplumun tüm yükünü taşıyan ancak hep dezavantajlı durumda kalan bizler, o kadar az zarar görür; bu geçişten o kadar faydalı çıkarız.

Çalışmalar, Türkiye için rüzgarı ve güneşi merkeze alan toplumun gerçek enerji ihtiyacına yönelik bir enerji dönüşümünün 2030’a kadar mümkün olduğunu gösteriyor. Bu enerji dönüşümü doğa koruma alanları, orman, tarım alanları, su varlıkları üzerindeki baskıyı arttırmayacak şekilde planlanmalı, dönüşümde biyolojik çeşitlilik gözetilmeli, arazi kullanımı kararları planlı ve bütüncül politikalarla verilmeli, gıda güvencesini temin eden verimli tarımsal araziler korunmalı, yöre insanının ekolojik ve sosyal hakları gözetilmeli. Ancak bu sayede iklim krizinin doğa ve toplum üzerindeki olumsuz etkileri ile mücadele edebiliriz.

Çağrıcı Kurumlar

Kömürden Adil Çıkış Hedef 2030 kampanyası Anadolu’nun dört bir yanında kömürün tahribatına karşı mücadele eden yerel kurumların çağrıcılığında başlatılmıştır.

  • Adana – Çevre ve Tüketici Koruma Derneği
  • Adana – Doğu Akdeniz Çevre Platformu
  • Antalya – Korkuteli Dereköy Köylüleri
  • Balıkesir – Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
  • Bursa – Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği
  • Bursa – Nilüfer Gençlik Meclisi
  • Çanakkale – Çan Çevre Derneği
  • Denizli – Avdan Platformu
  • Eskişehir – Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği
  • Hatay – Antakya Çevre Koruma Derneği
  • İzmir – Ege Çevre ve Kültür Platformu
  • İzmir – Foça Çevre ve Kültür Platformu
  • Kahramanmaraş – Afşin / Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu
  • Karaman – Karaman Ekoloji Derneği
  • Muğla – İkizköy Çevre Komitesi
  • Muğla – Muğla Çevre Platformu
  • Sivas – Bakırtepe Çevre Platformu

Kampanya hakkında sorularınız ve çağrıcı kurumlar arasında yer almak için bize ulaşın: bilgi@komursuz2030.org