“Adana’ya temiz hava” imza kampanyasını başlatan Doğu Akdeniz Çevre Platformu (DAÇE); Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi ve Adana Tabip Odası ile birlikte Uğur Mumcu Meydanı’nda kamuoyuna açıklama yaptı.

Ayrıca kampanya destekçileri ve iklim savunucuları, Sugözü sahilinde inşaatı devam eden Hunutlu santralini protesto etmek için denizden pankart açtı.

Eylemin ve basın açıklamasının ortak talebi: #İklimAdaleti için Sugözü sahilinde inşaatı devam eden Hunutlu ithal kömürlü termik santralinin durdurulması ve kömürden çıkış takviminin açıklanması oldu.

Adana’yı kömür santrallerinin yıkıcı etkilerinden korumak için bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, sadece Adana’da değil tüm Türkiye’de kömür santrallerinden vazgeçilmesi ve kömürden çıkış takviminin açıklanması için çağrıda bulundu.

Yoğun hava kirliliği yaşanan Adana’da, halihazırda iki adet kömür santrali bulunuyor. Buna ek olarak, Çin destekli Hunutlu Termik Santrali’nin yapımı devam ediyor. Bu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Çin’in yeşil ve düşük karbonlu enerjiyi destekleyeceği ve yeni kömür santrali yapmayacağı açıklamasına; Türkiye’nin ise Paris Anlaşmasını imzalamasının ardından açıkladığı 2053 net sıfır hedefine ters düşüyor.  

Hunutlu ithal kömürlü termik santralinin yapımına, “Kuşak ve Yol” adıyla bilinen altyapı projesi kapsamında kömüre dayalı enerji projelerine destek veren Çin tarafından 2018 yılında başlandı. Santralin 2022 yılında işletmeye geçmesi planlanıyor.  

ADANA’DA HER 5 KİŞİDEN 1’i HAVA KİRLİLİĞİ NEDENİYLE YAŞAMINI YİTİRİYOR

Projenin ÇED raporuna göre Adana’da hava kirliliğinin en az olduğu yaz aylarında yapılan ölçümler, sınır değerlerin üzerinde. Bir başka bilimsel çalışma ise, Adana’da 2019’da gerçekleşen 30 yaş üstü her 5 ölümden 1’inin hava kirliliğine bağlı olduğunu, Suzgözü kumsalının yer aldığı Yumurtalık ilçesindeki kanser vakalarının 2009-2014 arasında beş yılda 11 kat artış gösterdiğini ortaya koyuyor.

Türkiye’nin verimli tarım arazisi üzerine kurulan termik santrallerinin doğanın hassas döngülerini geri dönülmez şekilde etkilediğini belirten Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş açıklamasında,  Sugözü Kumsalı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Deniz Kaplumbağalarının Korunmasına İlişkin 2009-10 sayılı Genelge’ye göre, korunması gereken önemli bir deniz kaplumbağası yuvalama alanı olduğunu belirtti.

Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından “tehlike altında” olan yeşil deniz kaplumbağasının (Chelonia mydas) Akdeniz’deki en önemli yuvalama alanlarından biri olan Sugözü kumsalı, türün devamlılığını sağlamak için kritik. Proje, Türkiye’nin de taraf Bern Sözleşmesi’ni ihlal ediyor, ayrıca, hem Çin hem Türkiye’nin imzalamış olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 8d, 8k ve 14c maddelerine aykırı ilerliyor.

KÖMÜRDEN ÇIKIŞ MÜMKÜN

İskoçya’da devam eden iklim müzakerelerinin ana konusu kömürden çıkış olduğu belirtilen açıklamada, Paris Anlaşması’nın imzalanmasıyla başlayan yeşil kalkınma sürecinde Türkiye’nin öncelikli ve acil olarak kömürden çıkışı ilan etmesi gerektiği belirtildi.

Menteş “Türkiye’de artık, tüm finansal kaynaklar adil bir enerji dönüşümüne yönlendirilmeli. Bu kapsamda ilk adım olarak, Adana Sugözü sahilinde yer alan ithal kömüre dayalı santralin yapımı hemen durdurulmalıdır. Sadece Hunutlu değil tüm kömürle çalışan santrallerin kapanış takvimleri açıklanmalı! Yol almaya başlanılmazsa sürekli bir yandan sellerle bir yandan yangınlarla boğuşacağız. Kısa sürede de havamızı, toprağımızı, denizimizi kısacası hayatımızı kaybedeceğiz.” dedi  

2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için elektrik üretimin fosil kaynaklardan, özellikle kömürden, arındırılması gerekiyor. Türkiye’ye yönelik yapılan güncel çalışmalardan ‘Kömürden Çıkış 2030’’ raporu, kömür teşvikleri kalkar ve karbon fiyatlandırması uygulanırsa en geç 2030 yılında Türkiye’nin elektrik üretiminde kömürden çıkması mümkün. Kömürden çıkış bu kadar kısa bir zaman diliminde olası iken yeni bir kömür santralinin açılmasının anlamsızlığı bir kez daha ortaya çıkıyor.